Türkiye’yi yıllarca terörle, ekonomiyle, darbelerle, krizlerle terbiye etmeye çalıştılar ve halen de aynı yöntemlerle de devam ediyorlar. Ne zaman Türkiye’yi bir adım bir adım ileri götürecek bir faaliyet olsa hemen ardından bir terör olayı patlak veriyor. Bu gün ülkemize baktığımızda bir yandan komşu ülkelerdeki iç karışıklıklar ve buralarda kendilerine yer bulmaya çalışan ismi yeni türemiş fakat kendileri yıllardan beri farklı farklı isimlerle gündeme gelen sözde yeni terör grupları, İçimize kadar sızmış, içimizden olup fakat bizden olmayan fetö terör örgütü, diğer yandan döviz kurlarını harekete geçirecek hiçbir olay yokken doların aşırı yükselişi, yeni anayasa ve başkanlık sistemi,
Gündem ağır, gündem yoğun.
Türkiye’nin gelişmesinden rahatsız olanlar dört bir taraftan çeşitli yöntemlerle ülkemiz üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Böyle bir ortamda hükümetin duygusal davranma gibi bir lüksü maalesef ki yok, zaten de olmamalı…
Bugün ülkemizde varmış gibi gösterilmeye çalışılan ekonomik durgunluk zaten kendi oyunları, faiz lobisinin ve krizi fırsata çevirmeye çalışan, kendi çıkarını, ülkemizin çıkarından önde gören birkaç şuursuz sözde para babasının oyunu…
Gelelim bizlere;
Ülkemizde tüm bunlar olurken biz olayların neresindeyiz. Tarafımızı seçebildik mi?
Doların ilk yükselmeye başladığından Cumhurbaşkanının dolarlarınızı bozdurun çağrısına karşı o gün dolarlarını bozduranlar içinde, doların 3,96 ‘ları görmesiyle zarar ettik diyerek hükümete sitem edenler var.
Hani vatan millet Sakarya,
Hani Vatan söz konusu ise gerisi teferruattı,
Hani devletin bekası önde gelirdi.
Bahsettiği zararda 5 – 10 lira ile sınırlı, zengini fakir etmez, fakiri zengin.
Bugün ekonomik durgunluk ve ülkede ki terör olayları fetö ve uzantılarının oyunu dediğimizde artık insanlar yok canım demeye başladılar. Ne çabuk unutuldu 15 Temmuzda sivillere F16‘larla ateş açanlar, meclisi bombalayanlar, bunlar 15 Temmuzda daha fazlasını yapmadılar mı? Şimdi neden konduramıyorsun?
Şuanda birçoğumuz ihraç edilen memurlara acımaya başladık. Olanlar gariban memurlara oldu diyoruz. Peki, bunlar ihraç edilirken gereken araştırma ve kovuşturma yapılmadı mı? Devletin arkasındayız diyenler bu gün devletine olan güvenini mi sorguluyor? Çok çelişkili bir durum değil mi? Değil çünkü bu ortamı da bunlar inşa etti. Bugün mağdur edebiyatı yapanlarda aynı yere hizmet ediyorlar. Bunlar değimliydi, sınav sorularını çalıp memur olanlar? Bunlar değimliydi milyonlarca insanın hakkını yiyenler? Ne değişti peki de safını değiştirdin.
1961 ve 1982 yılında darbe ile zorlayıcı militarist bir düşünce ile yapılan anayasa metninin değiştirilmesi tartışılıyor. Yeni anayasa, darbe ile vesayet altına alınmış, birkaç Generalin emriyle çıkarılmış bir anayasadan daha kötü olamaz değil mi? Militarist keyfiyetle çıkarılan 1960 ve 1982 anayasası değiştirilirken niye ses çıkarmadın. Çıkaramazdın çünkü sıkıyönetim vardı. Bak bugünde OHAL var ama sen istemezuk diye fikrini beyan edebiliyorsun. Şimdi aynı anayasa millet meclisi tarafından düzenleniyor. Peki, seni rahatsız eden ne?
Rahatsızlığı olanlar hiçbir konuda samimi olmayanlardır. Bu kadarda açık söylüyorum.
Hoşça ve DOSTÇA kalın.