Kahraman şehrimizin, Kahramanmaraş’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 97. Yılını kutluyoruz. Şehrimizin her caddesi, her sokağı bayram yeri. Bir haftadan beri şehrimizde kurtuluş mücadelesi ile ilgili sempozyumlar, seminerler düzenleniyor. Herkes dilinin döndüğünce, 97 yıl önce bu günlerde yaşanan milli mücadeleyi, milli dirilişi anlatmaya, yaşatmaya çalışıyor. Şehri Maraş sevdalısı insanlar, o günlerle ilgili belgeseller hazırlıyor, topyekûn verilen milli mücadeleyi halkımızın hafızasında canlı tutmaya çalışıyor. Hangi tarafa baksak milli mücadele döneminde canla başla harp eden çetelerin elbiselerini giyinmiş, yeni nesil Sütçü imam torunlarını görüyoruz. Bu elbise bile yetiyor aslın o günleri yaşamaya, giyenler daha bir özgüvenle yürüyor caddelerde, izleyenlerin yaşadığı duygular tarifsiz.
Her zaman ki gibi, caddelerin trafiğe kapatılmasından, çalınan davullardan rahatsız olanlar kurtuluş bayramı etkinliklerini niye stadyumlarda yapılmıyor diye soranlar olacaktır. Cevap vermek bana düşmez ama tüm halkımız tarafından mahallelerde, caddelerde ve sokaklarda kutlanan bir kurtuluş bayramını stadyuma hapis edemezsiniz.
Ayrıca dedelerimizin ve ninelerimizin hangi şartlar altında kurtuluş mücadelesi verdiğini idrak edersek, kurtuluş bayramında yaşanan küçük olumsuzlar inanın gözümüzde gözükmez bile. Bırakın, 3 gün caddeler kapansın, bırakın davullar çalsın, gideceğimiz yere yarım saat geç gidelim, bir şey kaybetmeyiz. Kutladığımız, kurtuluş bayramı tarihte bir benzeri görülmeyen, ecdadımızın iman gücüyle ağır top ve tüfeklere göğüslerini siper ederek, genciyle yaşlısıyla 22 gün 22 gece malları ve canları ile tarihe kahramanlık destanının nakşedildiği, bir ülkenin kurtuluşuna öncülük eden, kurtuluş mücadelesinin başladığı ve diğer illere örnek teşkil ettiği yiğitlik ve cesaret örneğinin sergilendiği mücadeledir, Kurtuluş Bayramımız.
Şehrimizde, ecdadımız tarafından yazılan kahramanlık destanından dolayı, bu şehrin bir evladı olmak, böyle bir şehirde yaşamak, böyle bir ecdadın torunu olmak bile yeter aslında bu şehrin evlatlarına…
Biz bugünleri görelim diye, kendi vatanımızda garip, kendi vatanımızda parya olmayalım diye kendi hayatlarını hiçe sayan, canlarıyla mallarıyla mücadele eden Sütçü İmam’ın, Arslanbey’in, Rıdvan Hoca’nın, Avukat Mehmet Ali Kısakürek’in, Zeki Karakız’ın, Çuhadar Ali’nin, Ali Sezai Efendi’nin, Şehit Evliya’nın, Şehit Abdullah Çavuş’un, Yörükselim’in, Abdal Halil Ağa’nın, Yusuf Çavuş’un, Mıllış Nuri’nin, Muallim Hayrullah’ın, Dr. Mustafa Bey’in, Eczacı Lütfü Bey’in, Refet Efendi’nin, Senem Ayşe’lerin ve daha isimlerini sayamadığım nice kahramanlarımızın bizlere bıraktığı kutsal bir emanettir bu şehir, bu milli mücadele ruhu…
Kahramanlıklarla dolu, yaşanan her bir olayın ayrı bir destan olduğu kendi öz kültürümüze, kendi öz tarihimize sahip çıkalım. Yaşayalım, yaşatalım. Bu vatan ne mücadelelerle bize yurt oldu farkına varalım.
Tüm şehrimizin, tüm halkımızın Kurtuluş Bayramı kutlu olsun. Allah kimseyi yurtsuz ve vatansız bırakmasın. Bizlere bu günleri ve şehrimize kahramanlık unvanını armağan eden ecdadımızın ruhları şad olsun.
Hoşta ve Dostça KALIN…