Acı ama gerçek !
Bu yazıyı ince ince okuyunuz..
Emekli bir Türk ile evlenen 72 yaşındaki Rus hanım Türklere ait gözlemlerini anlatıyor ;
Onun Türkçesi ile orijinal hali ile veriyorum yazıyı:
“Ben Türkiye'ye geldi, evlendi .
Türk erkek Türk kadınlar çok yemek seviyor.
Hep çeşit istiyor.
Biraz oturuyor hemen yemek soruyor.
Sonra hasta olmak anlatmayı çok seviyor.
Şikayet çok. Sürekli şikayet var, şükür yok..
Kadınlar kendine zaman ayırmak bilmiyor.
Hasta olmak bekliyor , doktora gitmek sonra doktor diyecek; dinlen çok yoruldun bunu bahane ederek hep hastalık konuşarak geçiriyor. Hasta hasta..
Çocuklar hep televizyon başında. Cep telefonu bağımlısı..
Eşimin oğlu evlendi Torun televizyon başında. Cep telefonu ile internette..
Geline dedim ki; çocuk seni az görüyor onları çok görüyor.
Zihninde Sen az onlar çok. Reklamları ezberlemiş. Öyle ezberlemiş istiyor anne reddedince ağlıyor. Eğitim yok, aile eğitimi yok..
Işte böyle ağlıyor sonra yine istiyor yine ağlıyor 3 gün 4 gün sonra anneyle arada çatışma oluyor Şimdi saygı nasıl olsun. Eğitim ailede başlar !..
Çocuğun zihninde anne az televizyondakiler çok.
Kapat onu çocuk seni seyretsin seni anlasın senin güzelliğin onun beyninde yer etsin dedim. Ama anlamıyor, televizyon insanlara şekil veriyor, televizyon eğitimi..
Kimse anlamıyor çocukların beyni kimlerle doluyor. Baba, Anne , Atalarının ismini bilmiyor ama televizyon oyuncularının isimlerini bilen çocuklar yetişiyor..
Sen çocuğu Doğurdun Sen hatırlıyorsun onu kundakladı büyüttün Sen hatırlıyorsun
O bunları bilmiyor. O görsel dünyayı biliyor, anne ve baba bilmiyor..
Karnını bile televizyon başında doyuruyorsun senin yüzüne bakmıyor o çizgi filme bakıyor. Ne yediğini bilmiyor, o televizyonla yiyor yatıyor..
Sonra diyor ki çocuk yüzümüze bakmıyor hiperaktif. Peki çocukları bu hale kim getirdi ?
Çünkü çocuğun beynini televizyon artık yeniden tasarladı. Onun dünyası o, onun dünyası cep telefonu sosyal meday..
Sonra çocuk o çizgi kahramanların Vitrinde kostümünü görüyor istiyor ağlıyor çünkü çocuk aslında artık onlara ait oldu.
Kardeşi ile oynarken bile oradaki karakterler gibi davranıyor ve o karakterler gibi konuşuyor diyorum ki bak çocuk babası gibi değil senin gibi değil konuşması televizyon gibi. Sosyal medya gibi konuşuyor , Ana, baba neredesiniz ?
Kadınlar çok konuşuyor hiç susmuyor.
Düşünmeden konuşmak Türkiye'de çok. Sadece kadınlar değil erkeklerde düşünmeden konuşuyor , sözün nereye varacağını hesap etmiyor..
Hep hastalıklar çok konuşmaktan diyorum bana ters bakıyorlar.
Tiroid hasta diyor çok yiyorsun ve çok konuşuyorsun diyorum bana kızıyor.
Bana çok konuştukları zaman hemen elimle reddediyorum Diyorum ki çok konuştun ben yoruldum.
Çünkü dinlerken beyin doluyor ve ısınıyor
Susuyorlar o zaman.
Çünkü kalp yoruluyor.
Türk kadını güzel şeyler konuşmayı bilmiyor hep şikayet. Erkeklerde şikayet ediyor, oysa bir aç kalan yok, herkes şikayet ediyor ama geriye bakmıyor..
Kocasından şikayet ediyor, ailesinden şikayet ediyor , çocuğundan şikayet ediyor Kendinden şikayet ediyor. Ekonomiden paradan şikayet ediyor..
Gelin sohbet edelim diyoruz: 1 saat çay içiyor : çay içerken gönül demlenir fakat öyle olmuyor herkesin sinirleri kabarıyor sonra herkes evine gidiyor bu sefer ne oluyor hastalık oluyor. Hep şikayet karamsar tablo , bir bardak çayla mutlu olamıyoruz, yanında pasta börek istiyoruz o gelince de tadından şikayet ediyoruz böyle bir hastalık sadece Türk halkında var,” dedi.
Bu hali olduğu gibi aktardım, benden değil, Rus ablamızdan ister inanın isterseniz inanmayın bundan da şikayet ediniz..
İyi günler..