Sabah namazdan sonra şöyle biraz yürüyelim dedim.. güzel de oldu bir çok dost ile selamlaştık.. sabahın feyiz ve bereketini aldık.. Yanık Petrolün önünde bulunan Belediye Ekmek kulübesinde görevli, Hayri Karakız ile çay içip, sabah sohbeti yapıyoruz.. Gündem: aile ve sevgi, biraz Yunanistan meselesini masaya yatırdık.. Haydi yürü be seni kim tutar derler ya öyle : ünlü ilim adamları gibi konuşuyorum, üç beş dinleyenim de var !.. Daha güneş doğmadı.. Bir genç geldi, gavurca müzik çıktıtı çıktıtı diye bağırıyor, tipine baktım, o biçim.. sohbetimizin içine etti, ilhamlarım biraz dağıldı ama neyse o gitti.. biz sohbete devam ediyoruz.. Eski kasa şahin ile bir 70 yaşlarında ak saçlı biri geldi.. oda Sabah sabah Aşık Mahsuni Şerif türküsü çalıyor ve de yüksek sesli.. Akşam Arap televizyonu kanalının birinde dom dom kurşununu Arapçasını dinlediğim için de sürekli arada bir bunu söylüyorum.. Domdom kurşunu değidi, bir avcı vurdu beni, diyordum.. ki sözün sahibi geldi. Ben duramadım, hacı abi sabah Mahsuni keyfi yapıyorsun, ama seninle beraber Araplarda yapıyorlar.. dün akşam bir arap kanalında gördüm, Aşık Mahsuni Şerif “ Dom dom kurşunun” Arapçaya çevirmişler dedim.. Adam : Bende Mahsuni yarası var kardaş dedi.. Bende : Hayırdır ne oldu ? söyler misin ? dedim.. Adam başladı anlatmaya : “ yıl 1979 veya 1980 olabilir.. Göksun yol çatında araba bekliyorum, bir taksi önümde durdu, Gaziantep kadar gidiyorum gidersen buyur bin götüreyim dedi.. Parasını sordum: Para istemez dedi.. Arabaya bindim: adam Aşık Mahsuni Şerif kaseti çalıyor.. duramadım, “ Abi bu avradını si…. Dim alevi ve komünist olmasa çok güzel söylüyor, dedim.. İçimden bu adam da koministe benziyor diye de kendi kendime ilave ettim.. O otomobildeki adam dedi ki :” Yol duamızı okuyalım, ayeti el kürsü, Kur’an-ı kerim okudu.. sonra fatiha “ dedi.. birlikte Fatiha okuduk.. Koyu sohbet başladı.. Sohbet ederek : Tekir’e kadar geldik, ama adamın boş bir adam olmadığını gördüm.. burada tayibi yeniden açtı.. Aşık Mahsuni Şerif Türküleri çalmaya başladı.. Teyibin sesi kısık, kendisi söylüyor , bir kulak verdim Teyibin sesi ile bizim araba sahibinin sesi aynı.. iyi baktım ki Aşık Mahsuni Şerif, Göksun da avradına sövdüğüm adam.. başımdan aşağı kaynar su döküldü.. Süt dökmüş kedi misali Maraş’a kadar geldim.. ama hayatım da ki en uzun yol oldu.. Eğer biri bana böyle küfür edecek : anın da firen yaparak onu aşağı atar, Maraş’a kadar ben onun yedi sülalesine küfür ederek gelirdim.. Mahcubum, utanıyorum, başım öne eğik ,yatılı bölge okulu orda ,” Abi ineceğim” dedim.. sağda durdu.. Kardaşım özür dilerim, sizde benim anama avradıma sövün elinizi öpeyim, ayağınızı öpeyim beni af edin de teksinizden öyle ineyim dedim.. Aşık Mahsuni Şerif : “ Biz küfür etmeye gelmedik, bizim işimiz sevgi işi.. Ben ne Aleviyim, Ne koministim.. olmak istesemde olamadım..! Saz çalıp türkü söylediğim için : Bizim softalar bize alevi dediler, kominist dediler.. Maraşlı olduğum için : Aleviler Faşiz Maraşlı dediler.. alevide olamadım.. Halkın acılarını dile getirdiğim için : Bize kominist dediler.. biz koministte olamadık.. ben insan olmaya çalışıyorum.. Türkülerimle , halkımıza ve devletimize yol gösteriyorum, kötü mü söyledim, yolsuz Maraş, susuz Urfa diyorum, insan sevince toprak verince ne olur kardaş diyorum.. yalan mı ? söyledim, var mı Maraş’ın yolu! … Ben sana niye küfür edeyim ! sen bana Göksun den buraya kadar yol arkadaşlığı yaptın var git işine ! dedi.. Arabadan indin eve nasıl gittiğimi bilemiyorum: Halen utanıyorum, uyanık olduğum sürece de Aşık Mahsuni Şerif Türküsü dinleyerek onu anlamaya çalışıyorum, onunla hayat buluyorum,” dedi.. 5 ekmek aldı, bağına doğru aşık Mahsuni şerif dinleyerek gitti.. Bu yazımda tarihe bir nottur.. İyi günler..