Dünde çarşı Pazar , esnafın halini yazmıştım.. Bugün sabah yine esnaf ziyareti yaptım.. Vatandaşın genel kanattı ve gidişat şunu gösteriyor ki : Normalleşme de hedef Kurban Bayramı ve sonrası.. Kaplıca Turizmi : Temmuz ayı gibi bir hareket bekleniyor.. Ekinözü İçmeleri : aslında bugünlerde hareketli günler yaşaması gerek ama yine Temmuz ayı tünelin ucunda görülüyor.. Lokanta, pastane , cafe gibi işletmelerin ise hedefi Kurban Bayramı sonrası normalleşme.. Ancak : dün akşam şehrimizde gördüklerim beni korkutmaya başladı.. İran’a dönmeyiz inşallah diyorum.. Maske- mesafe, Temas, kısaca temizlik- hijyen temizlik, temiz hava açık alanda bulunma ile bu Korona Virüs belasından kendimizi koruya bileceğiz ama bir den bire halkımız sokaklara döküldü.. Maske kuralına uymayanlar var, çenesine takarak gezenler var, insanlar bu işi şaka olarak görenler var ama bedelini hep beraber ödeyeceğimizi hesaba katmıyorlar.. İran- kısıtlamaları gevşetti, vaka sayısı artmaya başlayınca geriye dönüş yaptı.. Biz de bu olmaması için çok dikkat etmemiz gerekiyor.. Dünya ülkelerine bakıyoruz, haberleri izliyoruz, dünyanın dört köşesindeki gazeteci dostlarla görüşüyoruz, normalleşmede hedef , Temmuz ayı sonu !.. Kurban Bayramı sonrası ama : korkulan şu ki , Eylül sonu , Ekim, Kasım, Aralık ayında bu belanın ikinci dalgasının gelmesi.. Kışa girildiği için : ısınma gideri, insanların üzerine bir yük olduğu için sıkıntı çekmemek için bu süre içinde kış hazırlığımızı yapmamız gerekiyor.. Şehirler arası otobüs, tren, Uçak, özel araçla seyahat başladı.. Burada dikkat etmemiz gereken mesafe , maske, temizlik kurallarına sıkı sıkıya uymamız gerekiyor.. Kısaca: bir süre daha bir birimize gönülden selam vermeye devam edeceğiz.. Maske, Mesafe, Teması keserek bu beladan kısa zaman da kurtulmak için çalışacağız.. Çarşı Pazar geziyorum: herkesin morali bozuk ama yapacak bir şey yok.. El ele, gönül gönüle vererek bu badireyi böyle atlatacağız.. Sabah arıcılarla sohbet ettik: Küçük bal arası, bildiğiniz arı , bal yapan arı, bu arının ayakları var, ayaklarında tüyü var o tüyün arasında ise bit varmış… Arıyı düşünün, onun gözle zor görülen ayağını düşünün, sonra onun ayağındaki tüylerin arasındaki bitin büyüklüğünü düşünün ! O bit arıları öldürüyormuş.. Ne uçak, ne atom bombası, bir minicik bit , top tüfek değil o bit, arıları öldürüyor, işte bunun bizim göremediğimiz doktorların cihazlarla göre bildikleri Korona Virüs de beyle bir şey ve bizleri öldürüyor.. Bundan ders almamız gerek.. Her evin, bağın, bahçesin, eşek ve köpeğin, otomobilin bir sahibi olduğu gibi bu yaşadığımız dünyanın da bir sahibi var, onun emir ve yasakları var ona uymamız gerekiyor.. yoksa ev sahibi bizi kapı dışarı edeceğini bilmemiz gerekiyor.. Ev sahibimiz : bize her şeyi veriyor, ona teşekkür etmemiz gerekiyor ama edemezsek bir gün sıkılırsa, bizi bir korona virüs ile ahrette yolcu edi verecek de biz bunun farkına vardığımız zaman: Firavun misali çok geç kalacağız.. Ne zaman biter, ne zaman ikinci dalga gelir onu bilemiyorum ama, artık kendimize bir çeki düzen vermemiz gerek.. Allah şükür etmesini bilmemiz gerek, Bizi yaratan bir Allah olduğunu bilmemiz gerek eğer bunu bilemiyorsak , hesap günü çetin geçecektir.. Korona Virüs : uyanmamıza vesile olsun diyorum.. Bu sebeple : hedefimiz Kurban Bayramı sonrası da olsa geçmiş ile geleceğini bir muhasebesini yapalım kendimize bir çeki düzen verelim.. Allah’ın emir ve yasaklarına uyalım yoksa daha çok şey görürüz..! İyi günler