Korana Virüs var mı ? : Evet var, insanları öldürüyor buda bir gerçek ama , artık yavaş yavaş kendi işimize bakalım..
Gerekli güvenlik tedbirlerini alarak, maskemizi takalım, sosyal mesafeyi koruyarak, artık çalışmaya başlamamız gerekiyor..
Pazar günleri de dahil, ben sabah namazından sonra yatmam, hiçbir işim olmasa bile çıkar cadde de yürürüm ancak, bu illet bizi eve mahkum ettiği gibi, yürümeyi unuttum..
Bugün sabah namazından sonra uzanmıştım, bir gözümü açtım saat 08 00 bugüne kadar benim bu saatte kadar evde kaldığım vaki değilken bugün yerimden kalkasım gelmiyor..
8 Mart 2020 den beri sürekli yatmak bize tembellik kazandırdığının farkına vardım..
ABD bilim adamları: 2 yıl diyor..
Türkiye deki Üniversiteler ve ilim adamları aşı için : Mart 2021 diyor..
Avrupa ülkelerindeki bilim adamları : en erken, Ekin, Kasım veya 2021 yılının baharını gösteriyorlar..
Tüm bunlar bize şunu gösteriyor ki : Korona Virüs, bahar ile azalma eğilimine girdi, sanıyorum, ilim adamlarının ifadesi ile Ekim- Kasım ayında bir ateşleme daha yapacak..
Türkiye buna göre hazırlıklarını yapıyor , yeni hastaneneler, yeni cihazlar, bir yandan ilaç yapma bir yandan aşı geliştirme devam ediyor..
Tabi : Türkiye’nin yüzde yüz iyi olması bir işe yaramayacak.. Tüm dünyanın iyileşmesi gerekiyor..
Yurt içi ve Yurt dışı uçak seferlerinin başlaması gerekiyor..
Bunun yolu da dünyada virüsün bitmesine bağlı..
Bu yıl hac görevi yerine getirilecek mi ? , getirilemeyecek mi ? belli değil , bana göre biraz zor görülüyor..
Hacı adaylarımız gidip gelseler bile dönüşte : 14 gün karantina günü mutlaka yapılması gerekiyor ki , okullar açılırsa nerede yapılacak ?
Tüm bunları üstü üstüne koyduğumuzda bize büyük fotoğraf şunu gösteriyor: Artık 11 Mart 2020 öncesine dönmemiz hiç mümkün görülmemektedir..
Eski Türkiye veya Eski dünyayı unutmamız gerekiyor..
Bugün 6 Mayıs 2020 biz bugünden sonrasına bakmamız gerekiyor..
Bu sebeple , virüs belasından korunmak için gerekli tedbirlerimizi alarak artık işimize bakalım..
Yani bugün şartı bu buna göre yaşamamız gerekiyor..
Evde yatarak bir yere varamayız..
Fabrikalar çalışacak, küçük esnaf çalışacak, tarım durmayacak, hayat normale dönerken, üretim üretim üretim diyorum.. çünkü üretmeyen ülke batar..
Yata üretmeyen, esnaf batar, üretmeyen çiftçi batar, üretmeyen il sürekli göç vererek bir gün köy olur, üretmeyen ülkeler batar, bunun için biz üretmek zorundayız..
Faydası varsa yattık yeder diyorum..
Ramazan bayramına doğru hızla yol alıyoruz, Bayram da sokağa çıkma yasağı olur mu olmaz mı ? sorusu gündemde ama vaka sayısına bağlı, ancak İstanbul da dün görülen manzaralar hiç hoş değildi..
Böyle devam ederse, acı ilacı hepimizin yeniden içmesi gereke bilir.. Bir birimizi kalp kırmadan ikaz etmeliyiz..
Türkiye de vaka sıfır oluncaya kadar hep beraber mücadele etmeliyiz..
Sadece Hükümet veya Doktorlar mücadele etsin , mantığı yanlış bir mantıkdır..
Bu gemide hepimiz bir yaşıyoruz, gemi su alırsa batar , hepimiz bir batarız, biz kanun ve kurallara uyduk diye kurtulamayız..
Bu sebeple gelin gemimizi batırmamak için kurallara uyalım, ancak artık tembelliği bir kenara bırakarak çalışmaya da başlayalım..
Bol çalışmalı, sağlıklı günler diliyorum..
Herkese güzel Ramazanlar diliyorum..