Almanya da yıllar önce Gurndig televizyon fabrikasında çalışan bir gurbetçimiz anlatmıştı. Gurbetçimiz : “ Bizim çalıştığımız banttan günlük 8 saat mesaide 100 adet televizyon çıkması gerekiyor, bant üzerinde çalışan biri aksama yaparsa, 8 saat çalışma yerine 9-10 saat çalışıyoruz böylece 100 adet televizyon üretimini yapa biliyoruz, hata yapanın işine son veriliyor, çarkın dönmesi gerekiyor, dişlilerde arızayı asla , patronda bizde kabul etmiyoruz” demişti.. Bugün resmi kurum ve kuruluşların , özel sektörün dönen dişlileri kırıldı.. iş çıkmıyor.. sebebi sorduğunda: Korona Virüs sebebi ile evinde izole oluyor, esnaf ise : çalışan kimse işe gelmiyor diyerek bahane üretiyoruz.. Korona Virüs bir gerçek !.. İnsanları hasta ediyor, öldürüyor bunu hiç kimse inkar edemez ama, galiba tembelliğe alıştık.. İngilizlerin bize dikta ettikleri bir söz var : “Bir lokma, bir hırka yeter bana !” Müslüman tembel olmaz, Müslüman beşikten mezara kadar ilim tahsil eder, doğduğu günden öldüğü güne kadar çalışır ! Rızık : Boğazdan geçip , mideye gidendir.. Allah : “ İlmi çalışana, serveti dilediğime verim !” buyuruyor.. Adam zengin, parasının hesabını bilmiyor, ancak Allah ona öyle bir rızık vermiş ki : yediği 40 gram yavan sığır etine haşlanmış , tuzsuz patates , etini de yemiyor atıyor.. sadece patatesi ve suyunu tüketiyor.. Zengin parası bir işe yaramıyor: bugün küçük haşlamalık patatesin kilosu manavda Pazar da 1 TL en fakir insan bile bunu alıp yeme gücüne sahip ama, o kadar parası var pirinç pilavı bile yiyemiyor.. İşte rızık bu ! Allah ezelde buna bu kadar rızık tain etmiş.. çok fakir bulduğu zaman etini ekmeğini , kebabını her şeyi yiye biliyor.. işte rızık bu.. Sağlığımızı korumak : Farz , Canımızı korumak, onu hasta etmemek, farz öyle olunca, Müslüman akıllı olur, önce ülkesi , dini İslam için çalışır, sonra kendi memleketi için çalışır üretir, sonra ailesi için çalışır, Müslüman zengin olmak zorunda.. “Bir lokma, Bir hırka bana yeter” diyemez ! Çok çalışıp çok üretmek zorundayız.. eğer fakir ülke olursak, iç ve dış düşmanlarımız birleşerek ülkemizi bölüp parçalamak için var güçleri ile çalışırlar.. Türkiye Cumhuriyeti Devleti her bir ferdi olarak: Çalışmak zorundayız, yerli ve milli üretim yaparak dünyaya satmak zorundayız.. Para – Silah kimde ise o efendidir.. Bugün borç alan: yarın emir alır, biz borç alan ülke değil, borç veren ülke olmalıyız.. Ancak bugün bakıyorum: Esnafımız, memurumuz, sanayicimiz, halkımız heyecanını kaybetmiş , üretim yavaşlamış, yatırım durmuş, “Bir lokma, bir hırka yeter bana !” sözü ile hareket eden bir toplum haline gelmişiz.. Yine İngiliz gavurun dilimize soktuğu bir söz: “ Hac’a gidip gelen Müslüman terazi başına geçemez !” Niye : Müslüman hac ‘a gitmeden önce sahtekar mıydı ? hile mi yapıyordu ? yaptı ise yandı demektir, kul hakkı yemiş demektir, hepsini bulup tek tek helalleşmesi gerekir.. Dinimizde Müslümanın tarifi : “ Elinden dilinden, kimseye zarar gelmeyen kişi Müslümandır” Müslümanın emeklisi olmaz, ölüsü olur, Müslüman ölünceye kadar çalışan demektir.. Sevgili dostlar: Korona Virüs işin bahanesi oldu, heyecanımızı çalışma aşkımızı kaybettik, bedavacı bir toplum olduk, ama bu gidiş iyi bir gidiş değil , 2021 de silkinerek ayağa kalkmalıyız , yeniden şahlanmalıyız.. Dün – bugün – yarına bakmalıyız, durmak yok çalışmaya devam demeliyiz, özellikle köy kesminde üretim bitti , yeniden buraları ayağa kaldırmalıyız.. Bize heyecan verecek, çalışma aşkı verecek bir ruh gerekli.. İyi günler..