Benim babam rahmetli Kalıpçı Durdu Usta, Sabah namazına kalkar, namazını kılar, iki lokma bir şey yer , işine gider, güneş batınca geri evde dönerdi..
Yanında çalışanlara : Bugün yaz hava sıcak çalışıyoruz, yarın kış gelecek, yağmur, kar , soğuk çalışamayacağız bugün çok çalışıp kışa zahire biriktirelim,” dedirdi..
Herkes : Allah , bismillah diyerek işe başlarlar.. dua ederlerdi..
O benim babamdı.. işçileri de adam gibi adamdı..
Dilleri dualı, hayır konuşan insanlardı..
Bugünün hikayesine geliyorum..
Başımızda bir inşaat belası var ki , ne bela, Kara bela ..
Çiftte tabancalı Kara bela var ya ondan beter be kardeş..
Bir an önce evimize taşınalım istiyoruz..
Başımızda bir inşaat bitsin diyorum bitmiyor ki ! : sabah namazdan sonra inşaatta geldim, çıt yok.. Ruhumda bir sıkıntı var , lahavle çekiyorum , gitsin diyorum gitmiyor..
Oturup bekliyoruz.. saat 08 00 oldu bizim adamlar bir iki dökülmeye başladı..
Avara şaşkın şaşkın geziyorum inşaat içinde..
Bir yandan işçileri gözlüyorum, çaktırmadan:
Biri koşup belediye ekmek büfesinden bir torba simit alırken, biri çay hazırlığına başladı..
Üzerini değişmeye başladılar.. iş elbiselerini giydiklerine göre artık çalışırlar diye bekliyorum, saat 08 30 oldu..
Boş lakırdı yapıyorlar..
Bitsin diyom bitmiyor ki
Düşünüyom nasıl etmek
Bilmiyom nereye gitmek
Bu işçiler çalışsın diyorum, çalışmıyor ki dostlar..
Korona Virüs den girdiler, oysa bizim işçiler , işçi değil bulaşıcı hastalıklar profesörleri olduğunu gördüm.. Maşallah , hepsi uzman, bu tıp fakültelerini kapatarak öğrencileri inşaatta işçi olarak vermek gerek diye de düşündüm..bir an..
Sonra dünyayı yönetmeye başladılar.. alın her birini bir ülkeye cumhurbaşkanı olarak verin , bunların üzerine yönetici yok.. ne dahi işçilerimiz varmış da farkında değilmişiz (!)
Sonra iç piyasaya , ekonomiye girdiler.. küfürler uzun tartışmalar..
Saat 09 00 çay hazır sinyali, çay simit yerken, hükümeti kurdular , hükümeti yıktılar, bakanlar kurulunu değiştirdiler.. Türkiye’nin tüm sorunlarını bir dakika da çözdüler, bunların her birini Cumhurbaşkanına danışman yapmak gerek (!)
Saat 09 30 , Allahım canımı bugün alma , yarın alırsın dercesine iş başı yaptılar..
Bir kişinin görevi çay yapmak..
Bir kişinin görevi ayak işlerini yapmak
Usta ise sigara içerken bir iki taş üstüne taş koyarsa eyvallah demek yeterli..
Kör- Topal öğle ezanı okunuyor.. işi bıraktılar, biri ikisi namaz kıldı Allah var hoşuma gitti.. ama aldıkları paranın helal olmadığını gördüm..
Öğle yemeği, çay molası, sonra işe başladılar saat 14 00 ..
Akşam saat 19 00 kadar çalışırlar diye ümit ediyordum..
Harç bitti.. saat 16 00 , yeni harç yapsak mesai saatleri içinde iş yetişmez diyerek işi bıraktılar.. hem de daha bir saat varken..!
Aşağı indiler, üzerini değişerek kapıdan saat 17 00 de çıkıp gittiler..
Toplam çalışma saatlerine baktım 6 saati bulmaz..
Aldıkları parayı helal diye yiyecekler..
Yaptıkları işe baktım: aklı başında bir usta, amelesi ile bu işi bir saat bilemedin 2 saat içinde yapar şoraya çıkar..
Böyle zalim bir düzen.. içinde yoğrulan ahı gitmiş vahı kalmış eskileri hayal eden biriyiz galiba..
Haramı – helali bilen kalmadı..
İş yürümüyor, çalışan yok, ekmek aslanın ağızında değil midesinde, ekmeğine sahip çıkan yok, iş veren ol az aklın varsa oda gider otur kendi haline ağla..
Ruhumda bir sıkıntı var , Gitsin diyom gitmiyor ki zalimleri gördükçe isyan ediyorum bugünlük bu kadar yeter
İyi günler..