Kur’an-ı Kerim’de üzerinde kafa yorulması ve saatlerce düşünülmesi gereken birçok ayet var. Ancak ne kadar az düşünüyoruz ve ne kadar az kafa yoruyoruz. Gelin bugün nefsimiz istemese de ve nefsimiz tembellik etse de ona mukavemet edelim ve şu ayet üzerinde kafa yoralım. Bu ayetin tamamı üzerinde kafa yorduğumuz ve düşündüğümüz gibi yalnızca “vasat” kelimesi üzerinde kafa yoralım ve fikir jimnastiği yapalım. İşte o ayet ve işte o ayet içinde geçen vasat kelimesi:
"Böylece sizi vasat bir ümmet kıldık ki, insanlara karşı Şahitler olasınız. Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun. Biz Peygambere uyanı, ökçesi üzerinde geri dönenden ayıralım diye, eskiden yöneldiğini (Kâbe'yi) kıble yaptık. Bu, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz Allah, insanlara şefkatli ve merhametlidir."
(Bakara Suresi, 143)
Kuran-ı Kerim'de yalnızca bu ayette geçen "vasat" kelimesi, mana olarak mutedil, dengeli, aşırılıklardan uzak, ifrat ve tefritten kaçınmak ve benzeri anlamlara gelir. Müslüman her yerde ve her vakitte, her ortamda ve her mahfilde vasat olmak zorundadır. Müslüman ailesi içinde, toplum arasında, vatanında, ülkesinde, başka ülkelerde, işinde gücünde ve hasılı her platformda ve her mahfilde vasat davranışlar göstermek zorundadır. Vasat olmayan bir Müslüman, Allah'ın istediği bir noktada değildir.
Kuran-ı Kerim’de “vasat ümmet olmaktan” bahsedilir. Tabi, vasat ümmet, vasat insanlardan oluşur. Ben vasat ümmet kavramına değil de “vasat insan olmak” kavramı üzerine dikkat çekmek istedim.
Vasat insan olmak dediğimizde sakın dilimizdeki yanlış kullanımı anlaşılmasın. Çünkü dilimizde vasat insan denildiğinde basit insan anlaşılıyor. Bu doğru değil. Türk Dil Kurumu Sözlüğünde vasat teriminin karşılığı olarak da “orta” diye kısa bir tanım var. Bu da yeterli değildir. Vasat ortadır. Doğru da neyin ortası?
Vasat, ifrat ve tefritin ortasıdır. Vasat, cimrilik ile savurganlığın ortasıdır. Vasat, zulmün ve mazlumluğun ortasıdır. Vasat, aklın ve kalbin ortasıdır.
İfrat bir işte aşırı gitmektir. Tefrit ise bir işte geri kalmaktır. Mesela, işte aşırı gitmek (ifrat) hırsla çalışmak ve Dünyaya saplanıp da Ahireti unutmaktır. İşte geri kalmak (tefrit) ise Ahiret işlerinden dolayı Dünyadaki görevlerini unutmak ve rızkını aramamak ve miskin miskin oturmaktır. İşte bu ikisi de yanlıştır. Doğrusu bu ikisi arasında ortada olmaktır. Bu da vasattır. Yani, Dünyaya da Ahirete de birlikte çalışmak ve gerektiği kadar önem vermek vasat olanıdır. Cimrilik ile savurganlık arası da cömertliktir ki bu da vasattır. Zulüm yapmak da, zulme razı olmak da bizim inancımızda yoktur. “Ne zulüm yapınız ve ne de zulme boyun eğiniz” diye bir emir duyarsanız ki, bu İslam’ın emridir ve vasat olanı budur. “Sırf aklımla hareket ederim ve kalbim (vicdanım) benim için anlam taşımaz” diyenler de yanlıştadır ve sapkındır. “Aklımı bir tarafa bırakırım ve yalnızca kalbime (vicdanıma) göre hareket ederim” demek de yanlıştır. Aklı ve kalbi birlikte ve dengeli bir şekilde değerlendirip içimizdeki sese kulak vermeliyiz. İşte bunu yerine getiren kişi vasat olanı seçmiştir.
İşte vasat budur. Bizim hedefimiz de vasat insan olmak üzerine olmalıdır. Vasat insan, dengeli, hayırlı, mantıklı, huzurlu ve ruhen sağlıklı insandır.
Buna rağmen vasat kelimesi nefse çok hoş gelen bir kelime değil. Nefis vasattan hoşlanmaz. Çünkü nefis cimriliği sever. Nefis vasattan hoşlanmaz. Çünkü nefis yalnızca Dünyayı sever. Nefis vasattan hoşlanmaz. Çünkü nefis yalnızca aklı sever. Nefis vasattan hoşlanmaz. Çünkü nefis zulmetmeyi sever. Sözü çok uzatmaya gerek yok, “nefsimiz kibri ve enaniyeti sever. Halbuki vasat insan, “kibrini ve enaniyetini törpülemiş ve kendisini nefsinin ilham ettiği kötülüklerden arındırmış insandır.” Nefsimize hoş gelmese de, nefsimize zor gelse de, nefsimiz istemese de biz vasat insan olmak zorundayız. Çünkü Dünya ve Ahiret Mutluluğu vasat insan (dengeli, ılımlı, hayırlı, faydalı insan) olmaktadır.
Vasat insan, hem ferden ve hem de toplum olarak bir selamet vesilesidir. Vasat Ümmet de tüm Dünya için bir selamet vesilesidir.
“Vasat insanlara ve vasat insanlardan oluşan Ümmet-i Muhammed’e selam olsun.”
Ahmet SANDAL