Geçen gece uyumadan önce şarj cihazını cep telefonuma taktığımda % 1 rakamını görmüştüm. Aynı gece sabah namazına uyandığımda ise bu rakamın % 100 olduğunu gördüm. Bunun üzerine, hemen tefekkür eyledim: "Bir cihaz şarj olduğunda dolduğuna göre, ruhumuz da şarj olduğunda dolar. Dolar dolmasına da, ruhumuzu nasıl ve neyle dolduracağız?"
Bu düşünceler içinde şöyle dua ettim: "Rabbim ruhumun şarjını da hep % 100 derecesinde sabit eyle. Eğer ruhumun şarjı azalırsa iman, itikat, sadaka, zekat, dua ve tefekkür gibi ibadet ve hasenat ile, Kur'an tilaveti ile hızlıca doldurmayı nasip eyle." Amin.
İşte bu tefekkür ve dualar beni şu "keşkeleri" de dillendirmeye sevk etti. Gelin hep birlikte bu keşkeleri madde madde sayalım ve dillendirelim. Ahirette "keşke" dememek için bu Dünya'da keşke diyelim. Ahirette keşke diyenler hüsrandadır. Biz hüsrana düşmemek için şu keşkeler üzerinde tefekkür ederek ruhumuzu iman nuruyla doldurup da güçlendirelim.
1-Keşke, cep telefonumuzu şarjsız bırakmamaya gösterdiğimiz özen kadar, ruhumuzu da şarjsız bırakmamaya da özen göstersek.
2-Keşke, cep telefonumuzun şarjının ne kadar kaldığını merak ettiğimiz kadar, ruhumuzun da şarjının ne kadar kaldığını merak etsek.
3-Keşke, cep telefonumuzun şarjı bittiğinde insanlarla maddi iletişimimizin bittiği gibi, ruhumuzun şarjı bittiğinde de Allah ve Kul arasındaki manevi iletişimin bittiğini anlayabilsek.
4-Keşke, cep telefonumuzun şarjının ne kadar kaldığının gösteren ekrana baktığımız kadar, ruhumuzun şarjının göstergesi olan vicdanımıza da bakabilsek ve onunla haşir neşir olabilsek.
5-Keşke, cep telefonumuzun şarjını doldurmak için batarya, fiş, elektrik prizi gibi şeylere ihtiyaç olduğu gibi ruhumuzun şarjını doldurmak için de iman, itikat, sadaka, zekat, dua ve tefekkür, Kur'an tilaveti gibi ibadet ve hasenata ihtiyacımızın olduğunu idrak edebilsek.
Evet, biz insanız ve yalnızca etten ve kemikten müteşekkil değiliz. Ruhumuz var. Ve bu ruhumuza bu Dünya dar. Ruhumuz bu Dünya'da darlıktan kurtulmanın yolu çok basit. Ruhumuzu devamlı surette iyilik ve doğrulukla, adalet ve merhametle doldurmalıyız. İşte bu doldurma işlemine şarj diyoruz. Şarjsız bir cep telefonu ne işe yarar? Şarjsız cep telefonu bir demir ve metal yığınıdır. Şarjsız bir insan da et ve kemik yığınıdır. İslami bilgilerle, imani duygularla dolmamış, ibadet ve hasenatla yoğrulmamış bir insanı, insandan sayma gitsin.
İşte bu noktada aklıma Yunus Emre geldi. "Ölürse hayvan ölür.. Aşıklar ölesi değil."
Şimdi soracaksınız; "hayvan ile, aşık ile, bu cep telefonu şarjının ve ruhumuzun da şarjının ne alakası var?"
Hemen bu sorunuza cevap vereyim.
"Hayvan" diye tanımlanan ve betimlenen insanın et ve kemik yani beden kısmıdır. Bu kısım fanidir ve ölür gider. İnsanın "ruh" kısmı yani "aşk" ciheti ise ölümsüzdür. Biz ruhumuzu şarj etmekle aynı zamanda ölümsüzlüğe de ulaşıyoruz. Aynı zamanda aşka da vasıl oluyoruz. Bu gerçeğe rağmen, insanoğlu ölümlü yani fani bedenine özen gösterir, bakım yaptırır da, ölümsüz tarafına, yani ruhuna neden gereği gibi ilgi göstermez. Bu acaip bir çelişkidir.
Ey insanoğlu, ruhuna ilgi göster, Ey İnsanoğlu ruhunu doldur, ruhunu her gün muntazaman şarj et. Her beş vakitte namaz, her yılda tutulan oruç, umre ve hac, sadaka ve zekat, yardımlaşma ve hayır-hasenat, adalet ve merhamet, Kur'an tilaveti ve benzeri ibadetler ve iyilikler ruhumuzun şarjıdır, vesselam.
Ahmet SANDAL