KUTLU BİR SESLENİŞ
Bir yerdeyim, öyle bir yer ki, bana ait değil.
Nefsim ile başbaşayım, derin bir sessizlikte.
Rabbimden başka hiç kimse buna şahit değil.
Nefsimi hesaba çekmek, ancak nefessizlikte.
Tutup da yakasından ilk sorumu sordum:
“Neden Ululanırsın, neden kibirlenirsin?”
Peşpeşe, ısrarlı sorularla zihnini yordum.
Dedim: “Belki şimdi kendine gelirsin?”
Sarsıntılı başlangıçtan sonra bir müddet.
Hiçbir ses ve sada yok, yalnız sükut oluştu.
Soru oldukça belli, oldukça açık, oldukça net.
O anda ikimizin aklına binlerce fikir doluştu.
Birden, “Umursanmak istiyorum” dedi.
Konuşmaya başlamıştı, Nefsim nihayet.
Bu istek bana oldukça basit ve tabi geldi.
Esasında, kimse etmez bundan şikâyet.
Başka ne istersin, söyle hepsini bir bir.
“Unutulmamak istiyorum” dedi hafifçe.
Aslında bu iki istek de aynı ve birebir.
Anlatıyordu isteklerini Nefsim, zarifçe.
Bir de, “Umutlanmak istiyorum”, her an.
Bu istek de, oldukça tabi ve insanidir.
Bu Dünyada umutsuz yaşamaz hiçbir can.
Umut, Rabbimizin bizlere bir ihsanıdır.
Durma haydi, başka neler istersin, söyle.
Nefsimin dördüncü isteği:“Ufukların ardı.”
Nasıl da bir karmaşık istek bu böyle.
Artık, beni derin bir merak ve korku sardı.
Alnımdan terler damlarken, o coşmuştu.
“Uzaklara koşmak duygusu var bende.”
Bu sözü söylerken bile uzaklara koşmuştu.
“Ruhumuz esir, ruhumuz bağlı bu bedende.”
Artık, o konuşuyor, ben ise susuyordum.
“Uğurlanmak istiyorum” dedi bu Âlemden.
Ben bu ahvalde, terler içinde susuyordum.
Dayanak buluyordum mürekkep ve kalemden.
Sonra, “Uyumak istiyorum” dedi Nefsim.
Bu istek de, ölümü çağrıştırdı nedense.
Korkudan ağzım kurudu, kesildi nefesim.
Ah insanoğlu ah, bir bu korkuyu yense!
Bir haykırış duyuldu Nefsimden son kez.
“Uyanmak istiyorum” ebedi bir saadete.
İşte bu, işte bu, insana has Ulu bir ses.
İşte bu ses sevketmeli insanı taat ve ibadete.
Nefsim isteklerini böyle sıraladıktan sonra,
Yine bir sessizlik başladı, kısa bir fasıl olarak.
Şimdi, herşeyi kenara bırakıp araladıktan sonra.
Aşağıda söyleyeceklerim önemlidir, asıl olarak:
Ey Nefsim, umutsuz olma, üzülme, dinle bak.
Seni umursayan ve hiç unutmayan Biri var.
O Âlemlerin Rabbi merhametli Cenab-ı Hak.
Dileklerin karşılıksız değil hepsinin yeri var.
Bu dileklerin olmasını istiyorsan kulak ver.
Kibri ve ululanmayı asla ve asla düşünme.
Hayatta iyilik ve ihsanda bulun, infak ver.
Taat ve ibadetini yerine getir, asla üşenme.
“Ey huzura erişmiş Nefis, sen O’ndan hoşnut.
O senden hoşnut, Rabbine dön” hitabı.
Bizler için bu Dünyada en Ulu bir Umut.
Ey Nefsim, artık çalış çabala, artır sevabı.
Ahmet SANDAL