Dünyaya şöyle bir kafamızı kaldırıp baktığımızda birçok coğrafya da ölüm sessizliğinin olduğu, göz önünde olmasına rağmen görülmeyen, görülemeyen, batılı ülkelerin başını çektiği ve tüm dünyanın üç maymunu oynadığı, insanlığın susturulup yerine soğuk silahların ölüm konuşturulduğu yerleri görürüz.
Sen bir insanı yaşatmak için verdiğin mücadelenin hesabını bile yapmazken dünyanın birçok yerinde ölüm kusan silahların gürültülü sessizliği var. Bilim adamların kansere çare aradığı bir zamanda milyonlarca insan kıyımı yapılırken arada ki paradoksu ne ile açıklayabiliriz ki…
Dünya küresel anlamda terörizme karşı ortak mücadele ediyor safsatasını bir kenara bıraktığımızda, terör konusunda en büyük yaygarayı koparanların teröre en büyük desteği veren ülkeler olduğunu görürüz.
Bu gün Suriye ye baktığımızda kim nerede ne için savaşıyor belirsizdir. Aslında bu belirsizliğin altında yatan gerçekler coğrafyanın konumu ve sahip olduğu doğal zenginlikleridir. Bu coğrafyanın jeopolitik yapısını da göz ardı etmememiz gerek. Aslın çok karmaşık bir savaş var içeride. Bir yandan İran, Rusya, Abd diğer taraftan terör örgütleri, Esed rejimi ve Muhalif gruplar.
Suriye’de de Abd kovana çomak sokan ülke olduğu için ve Irak savaşından deneyimli olduğundan Suriye de kendi askeri gücünü kullanmaktansa var olan bir terör örgütünü maşa olarak kullanmak çok daha cazip geliyor. Hatta bu uğurda bölgede en büyük müttefikimiz dediği ülkemizi bile karşısına alabiliyor. Abd, Irak savaşında çamura saplandığında Amerikan bayrağına sarılı askerlerin tabutları bir bir ailelerine teslim edildiğinde Amerikan halkının Abd’nin Irak politikasına olan bakışı ve devlete olan baskısı daha dün gibi akıllarda. Şimdi Suriye de aynı durumla karşılaşmak istemeyen Abd bölgede terör örgütlerini silahlandırarak bir nevi terör gruplarının taşeronluğundan faydalanmaya çalışıyor. Bu gün yine Irak savaşında olduğu gibi Suriye’den de birkaç Abd askeri tabutlarla ailelerine gönderildiğinde Abd’nin Suriye politikası baştan aşağı değişecektir. Bunu bilen Trump yönetimi bu konuda çok hassas davranıyor.
Karmaşaya bakar mısınız? Suriye parçalanmış, paylaşılmak üzere bölgesel güçler elinde, Ukrayna da bir istihbarat askeri arabasına bomba konularak öldürülüyor. Rusya bir yandan Suriye de varlığını korumakla meşgul iken diğer taraftan siber saldırılarla uğraşıyor. Abd ahtapot misali her kolu bir yerde demokrasi dağıtacak yer arıyor. İsrail bayram seyran demeden Filistin topraklarını bombalıyor. Hollanda Sırpların Saray Bosna da yaptığı soykırımı kapatma çabasında, Müslüman Ülkeler Katar derdinde, Yunanistan Kıbrıs’ı alma yâda Kıbrıs’ta söz sahibi olma peşinde…
Buralarda kullanılan ortak dil ise ölüm ve sessizliği, bu sessizliğin çok uzun süreceği kanaatinde değilim. Dünya kamuoyunda günden güne prestij kaybeden Abd ve yönetimi kaybedenler kulübüne tam manasıyla üye olduğunda ve sahneye başka aktörler çıktığında bütün planlar devre dışı kalacaktır. Yalnız silahların susturulduğu tüm dünyanın sözde beklentisi olan Dünya Barışı özlemi Noel zamanlarında ve güzellik yarışmalarında ortak temenni olarak hep kalacaktır. Silahlar konuştuğu sürece insanlık hep susacaktır.
Hoşça ve DOSTÇA Kalın…