Dünya gündemi küresel güçler tarafından sürekli ve hızlı bir şekilde değiştiriliyor. Bu hızlı değişiklikle ülkeleri çelişkili tutum ve davranışlar sergilemek zorunda bırakıyor. Amerika’nın yüzyılını planlamaya çalışan küresel güçler, bu uğurda her şeyi kendilerine mubah görmektedirler. Bir taraftan tüm dünyayı terör örgütlerine karşı ortak duruş sergilemeye davet ediyor, diğer taraftan PKK’nın Suriye uzantısı olan YPG ve PYD’ye silah ve lojistik destek sağlıyor. Bunu yaparken de PYD ve YPG’nin bölgedeki DAEŞ terör örgütüne karşı sözde mücadelesini öne sürüyor. Yani terör örgütünü başka bir terör örgütü ile terbiye ediyoruz demek istiyor. Tabi yersen…
Peki, burada PYD ve YPG’ye verilen ağır silahlar nerede ve ne şekilde kullanılıyor bilen var mı? Maalesef ki yok. 2003 yılında Irak’a demokrasi götürüyoruz dediklerinde sonrasında Irak’ta ne olacağı bilinmediği gibi. Şimdi yerle bir edilmiş bir ülke ve burnumuz dibinde kurulmuş bölgesel bir Kürt yönetimi.
Barzani’nin babası tarafından düşünülen hatta birçok kez atılımlarda bulunan bundan dolayı İran’dan sürgünle Irak’a gelmek zorunda kalan ve burada da bölgesel Kürt yönetimini kurma çalışmalarından geri durmayıp, ayaklanmalar çıkaran, başarı elde edemeyince ABD’ye iltica eden adamın oğluna ABD tarafından Irak’ta babasının hayalini gerçekleştirme fırsatını veriyor. Peki niçin? Tabi ki orta doğudaki siyasi çıkarları için, orta doğuda söz sahibi olmak için. Buradan güçler dengesinin orta doğuya kaymasını engellemek için. Yoksa sınır çizgisi bile bulunmayan topraklarda ABD’nin işi ne?
Bugün Barzani’nin kurduğu bölgesel Kürt yönetimi bayrağından tutun da misyonuna varana kadar PKK terör örgütüyle benzerlik göstermektedir. Diğer bir çelişkili durum ise Kuzey Irak’ta kurulan bu bölgesel yönetiminin (PEŞMERGE) askerlerine Türk Komando birliklerinin eğitim vermesi. Buda akıl alacak bir durum değil. Suriye’de de Fırat kalkanı harekâtıyla güvenli tampon bölge oluşturulmasaydı, burada ki durum da pek farklı olmazdı.
Bu durumda da her insana yâda her gruba ayrı ayrı roller düşüyor. Terör grupları beslendikleri damarları besliyor, ülkeler terör gruplarını bahane ederek bölgede terör estiriyor. Kısacası dünyanın yeni stratejisi savaş için terör, terör için savaş. Ne hikmetse bu olaylar sırasında da sürekli siviller ölüyor. Bu gün orta doğuda yaşayan insanlara neler yaşattıklarını az çok görüyoruz. Her alanda ölüm kol geziyor, her yerde savaş ve insanlık suçu işleniyor. Bu ortamda yaralıları yaşatmaya çalışan ambulanslar ve hastaneler vuruluyor.
Bütün imkânlarıyla öldürmeye çalışan güçlere karşı, bir insanı bile olsa yaşatmaya çalışan bir avuç insan. Azrail’den hayat çalmak gibi bir şey. Peki, bütün bunlar ne için? Bir ülkede ki insanların daha iyi şartlarda yaşaması ve devamlılığını sağlamak için. İnsanı yaşatmak için insanlar öldürmek. Ölen hayatlar üzerinden gelecek planlamak.
Ne kadar acı dimi…
Hoşça ve DOSTÇA Kalın…
Abdulkadir YILMAZ