Halep’te ve Suriye’de yaklaşık 5-6 yıldır süren sözüm ona iç savaş ki, (bu gün Suriye topraklarında kimin eli kimin cebinde belli değil) son günlerde gerek sosyal medya da gerek ulusal medya da tekrar yeni bir olaymış gibi gündeme getirildi. Bu gün baktığımız da sadece Halep’te değil birçok orta doğu ülkesinde ve İslam coğrafyasında (Filistin, Afganistan, Cezayir, Lübnan Myanmar, Arakan, Doğu Türkistan ) aynı katliam var ve devam ediyor. Halep’te sivil halkın neredeyse tamamı kurşuna dizilmiş nerdeyse insan kalmamış bizler Halep için seferber olmuşuz. Elbette ki bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir, sözü bizler için aynı anlamı taşımakta, elbette ki yardımlar yapılmalı, seferber olunmalı ama bence çok geç kalındı.
İkinci mesele, Halep’te yıllardır yaşanan insanlık dramının her alandan yeniden gündeme getirilmesi, benim aklıma Türk Milletinin duygularını istismar ederek kamuoyu oluşturup, Savaşın içine Türkiye’yi de çekmek isteyebilecekleri geldi. Türkiye’nin ara buluculuk etmesi sonucunda da ateşkes ilan edildi ve Halep insani yardım için koridor açıldı. Hemen akabinde ölenler öldükten sonra İslam Ülkeleri Birliği Halep için toplanma kararı alıyor. Müslüman Ülkelerden cihad çağrısı yapılıyor. Bu gelişmeleri bir birine eklediğimizde benim aklıma başka bir şey gelmiyor.
Birde gündem oluşturanların ne kadar samimi oldukları da çok önemli…
Bugün ülkemizde gıda maddelerinden tutunda, akaryakıta varıncaya kadar kullanmış olduğumuz birçok ürün İsrail, Rusya, İtalya, Fransa, ABD, Çin Menşeilidir. Bu ülkelerin ürünlerini tüketip sonra da çıkıp bu Ülkelere ver yansın etmek benim kantarımda samimi değildir. Esas gıda terörü budur işte. Sana yiyecek satıp kazandığı paralarla senin kardeşlerini katletmektir. Senin paranla, senden kazandığı ile…
Bahsedilen yerlerde yıllardır süren soykırım ve katliama seyirci kalıp, sorduğunda elimizden bir şey gelmiyor diyip susanlarda samimi değildir. Toplum olarak susmanın erdemine ulaştık isek aynı suskunluğu anne, baba, eş ve kişisel çıkarlar doğrultusunda, bireysel kavgalarda da bekliyoruz. Söze geldiği zaman mangal üstünde kül bırakmayanlar, Beş dakika da sözde ülke kurup, ülke yıkanlar yaşananlar karşısında sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Hiçbir şey yapamayabilirsin ama bir duada mı edemezsin. Aç ellerini Mevla’ya hüsnü niyetle, samimiyetle bir dua et. Yada sosyal medya da klavye efeliği yapma…
Ne yapabiliriz ki elimizden bir şey gelmiyor demeyip kendi imkânlarınca bir şeyler yapmak isteyenler iki gün önce ve daha önceleri yüzlerce defa bu ülkelere tırlar dolusu insani yardım ve ilaç gönderdiler. Bir şey yapamam deme, belki de dünyanın huzurunu sağlayacak beklenen dua senin duandır. En azından bir dene…
HOŞÇA ve DOSTÇA KALIN