Birkaç gün önce Medyadan ve en yetkili ağızlardan ABD Büyükelçiliğinden Kaçak durumundaki Fetö’nün bir numaralı ismi olarak bilinen Adil Öksüz’ün arandığını duyduk. Devlet yetkilileri bu duruma bir açıklama beklendiğini söyleyince ABD büyükelçiliğinden akıllara zarar bir açıklama geldi. Sözde, Adil Öksüz’ü konsolosluk Vize işlemlerinin iptal edildiğini söylemek için aramış. İkinci vahim durum ise, bu görüşmenin yapıldığında Adil Öksüz hakkında arama kararı vardı. Madem Türkiye’nin hassasiyetlerini bu kadar dikkate alıyorsunuz, madem Türkiye sizin için her şeyden önce geliyor. Arandığı bir dönemde elinizde Adil Öksüz’e ulaşabileceğiniz telefon numarası var, niye Türkiye ile paylaşmıyorsunuz. Ortadaki Ali Cengiz oyununu anlamamak için, Büyükelçiliğin yapmış olduğu açıklamaya inanmak için deli olmak gerek.
Bu durumda Fetö terör örgütünün arkasındaki güçlerin kimler olduğunu, kimlere hizmet ettiğini açıkça gösteriyor. Ama bazıları için bu gerçeği görmek yerine Büyükelçiliğin yapmış olduğu akıldan noksan açıklamaya inanmak daha kolay geliyor.
Dünyada ki küresel güçlerdeki zemin kaymasını dikkatlice analiz ettiğimizde yaşanan bu olayların neticesinde olduğunu görürüz. Daha önce birbirlerine düşman olan ülkeler siyasi çıkarlar doğrultusunda aradaki buzları eritip bir araya geliyor ve kendilerine yeni düşmanlar bulup o ülkelere cephe almaya başlıyorlar. Bu da demek oluyor ki dünyadaki tek başlı kutuplaşmalar her daim Türkiye aleyhinde gerçekleşiyor. Daha önceden birbirlerine neredeyse savaş açma hazırlığında olduğunu gördüğümüz ABD ve İran arasındaki yakınlaşma, yine Rusya ile İran arasındaki yakınlaşmanın, Türkiye referandumu öncesinde olması, Türkiye’nin ABD Büyükelçiliğinden Adil Öksüz konusunda bir açıklama beklemesinin ardından gerçekleşmesi, Almanya’nın, Hollanda’nın Türkiye ye karşı aldığı tutum karşısında gerçekleşmesi, Papanın Vatikan da AB ve NATO üyesi ülkelerin liderleriyle gövde gösterisi yapar gibi aile fotoğrafı paylaşması, Dünyadaki İslami Fobi yaklaşımlarının artması pekte tesadüf olduğu söylenemez.
Tüm bu küresel gerçekler ışığında bizler daha aynı tv kanalında arka arkaya verilen Evet ve Hayır kampanyası üzerinden Evet mi? Hayır mı? İkileminden kurtulamazken görünen o ki dünyadaki küresel güçler olabilecek tüm ayrıntıları düşünerek kendilerince bir önlem almış durumdalar.
Tüm bu olayları görüp bir değerlendirme yaptığımızda Abd Büyükelçiliği tarafından Adil Öksüz’le yapılan telefon görüşmesinin vize iptalinden daha da fazlası olduğunu anlıyoruz.
Hoşça ve DOSTÇA Kalın…
Abdulkadir YILMAZ