İçimizde halen Amerikan rüyasından uyanamayanlar, halen Amerika’nın Türkiye’nin müttefiki sananlar var. Teşbihte hata olmaz, bu tıpkı celladına aşık olan esire benziyor. İçimizden birçok kişi ABD başkanlık seçiminde koltuğu göğüsleyen Donald Tump’ı yere göğe sığdıramıyor. Hatta Tump karşıtı gösterileri yadırgıyor. Mısırda, Muhammed Mursi'ye yapılan darbeyle eş değer görenler bile var.
Farkına varamadıkları ise, Amerika küresel güçler ve uluslarası şirketler tarafından yönetiliyor. Amerika çıkarları tehlike de olması halinde Trump’ı yerle yeksan ederler. Trump’ın savunduğu görüşlere bakıldığında ikiyüzlü siyasi politikaların devam ettiğini ve devam edeceğinin açık bir göstergesidir. İlk icraatı da eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in büstünü yeniden beyaz saraya getirtmek oldu. Bu bile verilen mesajı okumaya yetmektedir, aslında. Cemil Meriç, Şeytan insan için neyse, İngiltere dünya için o. Diyordu. Tarihin tozlu raflarındaki belgelerde bu sözü doğrular niteliktedir.
2-3 yıl öncesine kadar dikta yönetimler karşısında bazı ülkelere demokrasi götüren kişiler, şimdi Saddam’ı ve Kaddafi’yi öğen ve sempati duyduğunu ilan eden biri Amerika’ya başkan seçiliyor.
Amerikan rüyasında olanlar, Radikalizmle, din düşmanlığını ayırt edemeyenler, Trump’ın İslam düşmanı olduğunu göremeyecek kadar uykudalar. Birçok Müslüman ülke vatandaşlarının Amerika’ya girişini engelledi ve sığınmacıları da sınır dışı edeceğini açıkladı. Nato’yu para tuzağı olarak gören, küresel ısınma ve iklim değişikliklerini safsata olarak gören, Çin ile arayı açma politikaları izleyen Trump, bizlere yenidünya sisteminin para babası olan uluslararası şirketler ve Amerika, İsrail ve İngiltere döneceğini gösteriyor.
Çok uluslu şirket deyip geçmeyin, örnek teşkil etsin diye örneklendiriyorum. Hani 10 yıl sigara içmeyenlerin bir ev ve araba sahibi olacağı hesabımız var ya. İşte bu hesabı tersine çevirelim. 7,5 Milyar nüfusa sahip dünyaya bu şirketler sigara ticareti yapıyorlar. Varın hesabını siz yapın. Bahsettiğimiz küresel güç işte bu.
Suriye ‘de Ypg ve Pyd’ye silah yardımı yapan ve sonrasında da Suriye’de akan kanı durdurmak için toplantı çağrıları yapan bir Amerika’dan bahsediyoruz. Bu gün savaş stratejisi olarak terör örgütlerini kullanan Amerika suya sabuna dokunmadan, bir askerinin burnu bile kanamadan, orta doğu da söz sahibi oluyor. Tüm bu gerçekler karşısında bizler halen katilimize sevgi ve hoşgörü naatları yakıyoruz.
Trump’ında yeni bir dünya düzeni ekseninde (kendi vizyon ve misyonunu) aşılayacağı aşikardır. Elbette ki bu gerçekler karşısında duygusal davranarak Amerika’ya savaş ilan etmeyelim ama bu rüyadan da uyanalım. Amerika kuruluşundan beri edindiği manda ve sömürgecilik sistemi için yeni ülkeler yeni milletler aramaktadır. Ayrıca yeri gelmişken belirtmek isterim ki, Amerika’ya başkan kim seçilirse seçilsin fetö Terör örgütü başı Fetullah Gülen’i iade etmeyecektir. Kimse bindiği dalı kesmez. Hele hele Amerika hiç kesmez.
Hoşça ve Dostça KALIN…